10 Mayıs 2009 Pazar

Herkese merhaba

tabii ki önce Raşit Beye!!!! Bu blog Onun tarafından geçtiğimiz yaz kuruldu. 26 Ağustos 2008 de Yalıkavaktaki komşum karikatür sanatçısı, reklam yıldızı, şahane dede-oğul-baba ve koca, müthiş komşu,yazar, gazeteci, esprileriyle bizi hep güldüren sevgili Raşit Yakalı ve yine sevgili eşi Emriye Hanımların bahçesinde. Ben o günlerde çok para isteyen ustalara kızdığımdan evi boyuyordum - pek de güzel boyadım doğrusu - Raşit Bey de sitede gördüğünüz fotoğraflarımı çekti. Tabii Ankaradaki evinizi boyarken - ayrıca Ankaradaki evi boyamayız zaten - böyle bir kılıkta olmazsınız. Ama Bodrumda ev böyle boyanabiliyor. Bunu niye belirttim. Ben bu blogu açıldıktan sonra itiraf edeyim ki unuttum - afedersiniz Raşit Bey - Ta ki dün üniversiteden hocam Filiz Hanım arayıpta -Yükselcim Goggle da şortlu fotoğraflarını gördüm diyene dek. Aman Hocam ne arar Goggle da benim şortlu fotoğrafım demeye kalmadı açtım ve blogumu hatırladım. Raşit Beyin emeğine nasıl hakslzlık ettiğimi düşündüm. Ayrıca farkettim ki bir blog sahibi olmak hoş bir şey. Bundan böyle blogumla yakından ilgilenmeyi yeni yazı ve fotoğraflar koymayı planlıyorum Raşit Bey ! Biraz zaman alsa da yapacağım. Bugün anneler günü. Bütün annelerin ama özellikle de bizim Bodrum hayatımızda çok özel bir yeri olan Raşit Beyin sevgili annesinin, Emriye Hanımın, tanıdıüım ya da tanımadığım tüm annelerin anneler gününü kutlarım. Biz şimdi babaannemize kutlamaya gidiyoruz, geç bile kaldık. Burada kesiyorum. Görşmek dileğiyle...

26 Ağustos 2008 Salı

Önce tuvaller hazırlandı...



Biraz yüzüme gözüme bulaştı ama değdi.
Resim yapmadan önce tuvaller hazırlanır ve kurumaya bırakılır ya....



Öğle sıcağında ter inanın alnımdan akıyor doğrusu. Ben işimi zamanında bitirip sonra havuza koşacağım. Amacım sevgili eşime ve Efe'ye nasıl resim yaptığımı, pardon tuval yaptığımı göstermek. En alta da tabiki imzamı atacağım.
Foto:Raşit Yakalı



Hayırlı uğurlu olsun Yüksel hanım...


Yüksel hanım blog maceranız bu olayla başladı. Bakalım hangi limanlara dogru gidecek. Bir ara Marsilya limanına da uğrarsınız artık... Hayırlı uğurlu olsun. Siz zamanla beni gececeksiniz. Dolaşın sanat limanlarını/ galerilerini/ Vra vira vaaaaaaay......
http://www.rasityakali.com/
----------------------------
“RAŞİT BEY, SABAH KAHVELERİNİZİ İÇMEYİN BEN GETİRİYORUM…”

Bugün olimpiyatların kapanış töreni var. Yalıkavak’taki yazlıkta ön balkonda annem, eşim Emriye ve ben sabah kahvaltımızı yapıyoruz.13 yıllık komşumuz Dr.Haşim beyin sevgili eşi Yüksel hanım bahçesini sularken yine günün ilk lafını atıyor:
“Raşit bey günaydın, mavi yolculuktaki geminiz bu gün hangi limana yanaşıyor?.”
“ Marsilya limanına demirliyoruz., mavi yolculuk bitiyor, dönme vakti yaklaşıyor artık.”
“É, sizi bilmem ama ben ay sonu dönüyorum Ankara’ya, Ata’nın üniversiteye kayıt işlemleri var.”
Çabuk büyüdüler Ata ile Efe, daha dün bahçede Ne böcek kovalıyorlar, onlarla röportaj yapıyorlardı kuzenleri Merve ile!” Biz bayrama kadar buralardayız.
Kahvaltımız bitti, biraz sonra yine aynı güzel ses: “Raşit bey kahvelerinizi yapmayın ben yapıp getiriyorum.” “ Tamam” biraz sonra komşumuz Yüksel hanım bir tepside dört kahve bazı güzel takviyelerle o kadar merdivenden bir damla kahveyi dökmeden getirdi. Önce balkondaki anneme ikram etti, sonrada bizlere. Masamıza kahveler konur konmaz, ben yine sakarlığımı yapıp o ağır masayı salladım. Üç kahvenin birden köpüklerini döküldü.
Yüksel Hanım Ankara’lı ve Ankara’da büyük bir Sanat Galerisi’nin yöneticisi. O holding’in çok büyük bir matbaası da var. Ben üç yıl önce kitap ve sergi başvurusu da yapmıştım kendilerine, en az yirmi yere yaptığım gibi. Hiç bir sonuç çıkmadı./ Öyle ki tam o günlerde derneğimize çok büyük bir prestij kitabı bastılar, başkanımız Metin Peker’in girişimleri ile./. .. Hatta bugün bana maketiniz çekmecemde duruyor, maalesef bir sonuç alamadım o zaman onu size geri göndereyim isterseniz?” dedi. Ben de yok artık kitabım basıldı yatak odamda bin tane duruyor, size bir tane imzalayayım dedim” Sonra fallar bakıldı, eşim tepsiyi ve fincanları yıkadı ve tepsinin içine benim diktiğim incir ağacından bu sabah topladığı incirlerden koydu ve” Bunlar Efe için..” dedi.Bol bol sanat, kitap, sergi ve olimpiyat sohbetleri yaptık, ona http://www.rasityakali.com/ ve http://www.rasityakalikarikaturokulublogspot.com/ köşelerimi gösterdim. Bilmiyormuş, çok beğendiğini söyledi. Sohbetimiz sürdü de sürdü, ben ona bir kitap, o da bana Tuna Kiremitçi’nin” DUALAR KALICIDIR” kitabını okumam için verdi.
Benim duam belli; sanat yapmak, yaptıklarımı sergilemek, kitapla da kalıcı hale getirmek. Ben merak ediyorum şimdi eşimle birlikte baktıkları kahve falında acaba ne çıttı? Ankara’daki o güzel Sanat galerisinde bir “ OLİMPİYAT KARİKATÜRLERİ ANI SERGİSİ “ olabilir mi acaba?
Ben niyet ettim, hem de tam Pekin Olimpiyatları’nın kapanış gününde. Falımda da varsa,” Biiiir fincan kahve olsan, kırk yıl hatırın kalııııııır.”

Raşit Yakalı